Seçimlere şunun şurasında 10 gün gibi kısa bir süre kaldı.
Tüm şehir seçimle yatıp, seçimle kalkıyor.
Seçimlerin Ramazan ayına denk gelmesi adayları ciddi anlamda zorlasa da kısa sürede ramazan zorluğuna alıştılar.
Çünkü ramazan ayında insanların oruçlu seçim çalışması gerçekten çok zordur.
Hayırlısı ile seçimlerin sağ-salim bir şekilde bitirilmesi tüm toplumun en büyük temennisidir.
Elbette seçimler ve ekonomi tüm halkımızı yakından etkiliyor.
Gümüşhane’de vatandaşlar, kurumlar, kuruluşlar tamamen seçimlere angaje olmuşlar.
Her şey beklemede.
Yatırımlar durma noktasına geldi, insanlar yatırım yapmıyor, yapamıyor, para harcamıyor çünkü önünü göremiyor böyle olunca da çarşı pazarda ekonomik kriz gittikçe hissedilmeye başlanıyor.
Tüm kamuoyu seçimlerin biran önce hayırlısıyla sonuçlanmasını istiyor.
Neyse on gün gibi bir süre daha dişimizi sıkacağız, Kazasız belasız seçim ortamı ortadan kalkar da herkes ona göre rahat bir nefes alır, işine gücüne odaklanır.
Gümüşhane’de iddialı konumda olan tüm milletvekili adaylarına bakıyorum, onlar yoğun bir tempo içinde gece-gündüz demeden iftardan sahura kadar seçmenle buluşuyorlar.
Gümüşhane’de gördüğüm tablo şu tüm partiler ’de yoğun bir çalışma gözlemleniyor.
Adaylar seçmenlere hem kendilerini anlatıyor, hem de yapacakları icraatları vaad ediyorlar.
Ne diyelim Allah tüm adaylara kolaylık versin…
24 Haziran da nasıl bir sonuç çıkar bunu hep birlikte göreceğiz. Önümüzdeki hafta daha net tablolarla seçim yarışındaki izlenimlerimi sizlerle paylaşacağım.
ETLİYE SÜTLÜYE KARIŞMAMAK MI LAZIM?
Gümüşhane değişik bir şehir, Etliye sütlüye karışmayacaksın, gelene ağam, gidene paşam diyeceksin!
Düşenin elinden tutup kaldırmayacak, bir tekme de sen atacaksın ki bir daha ayağa kalkamasın!
Ben de bugüne kadar Gümüşhane’de bir takım gördüğüm aksaklıkları ve yanlışları dilimin döndüğünce dile getiriyor, ilgilileri göreve davet ederken, az da olsa çözümüne katkı sunduğum konulardan dolayı vicdanen rahat hissediyordum kendimi.
Ama yapmamak lazımmış! Gümüşhane göç veriyormuş, insanlar iş ve aş için memleketlerini terk edip gidiyormuş!
Gümüşhane’yi yönetenler sen-ben kavgasına tutuşup memlekete hizmet getirmiyorlarmış!
“Eğitim şehri diye övündüğümüz Gümüşhane’de eğitimde düşüş devam ediyormuş!
Gümüşhane de bazı daire müdürleri aşırı politize olmuş, hizmet etmek yerine reel politika yapıyorlarmış!
Gümüşhane’nin varoşlarında yetersiz altyapı çalışmaları nedeniyle bazı hizmetler aksıyormuş!
Gümüşhane de otopark sorunu yaşanıyormuş!
Hastane binası açılamıyormuş!
Şehirdeki imar rantlaşıyormuş!
Her yağmur sonrası ev ve işyerlerini su basıyormuş!
Sanane kardeşim, sen ne karışıyorsun sen bu memleketin avukatı mısın?
ilimizin sorunlarını çözmek senin görevin mi, sana mı düştü ?
Senin mi işin?
Arkadaşım sen de başkaları gibi gelene yağcılık yap, gidene yağcılık yap, herkesin sırtını sıvazla, köşe dönmenin hesabını yap!
Sen de yalakalık,yağcılık yapmayı öğren!
Siyasetçilerin,Bürokratların sofralarına meze, garnitür ol!
Ama ne yazık ki ne yalakalık yapabiliyorum, ne de meze olabiliyorum.
Yalakalık ve Yağcılık ayrı bir yetenek olduğu için bu işi yapanlara görevi havale ediyorum.
Ama ben de artık kendimi yenileyip, yüzseksen derece dönüp, yıkama ve yağlamacılardan ders alacağım!
Ne yapayım, gün yağcılık ve yalakalık dönemi!
Yalaka ve Yağcılara bir çağrıda bulunuyorum lütfen bana yağcılık ve yalakalık dersi versinler.
Önceki gün evden gelirken, bir emekli bir öğretmen abimiz yolumu kesti, Şehir ’deki olumsuzluklardan bahsetti , Niye yazmıyorsunuz bunları? diye benden iyi de bir hesap sordu.
Ben de emekli öğretmen abimizin sorunlarla ilgili sözlerini dinledikten sonra, belirttiği sorunların bir kısmını yazdığımı belirttim ve gündeme getirmediklerimizi de en kısa sürede yazacağımın sözünü verdim.
Herkes bizi memleketin don kişotu olarak görüyor.
Sanki bizim yazdıklarımızı şehri yönetenler anında yerine getiriyormuş gibi, yaz da yaz diye ısrar ediyorlar.
Bizler bu şehirde yaşıyoruz ,ilimizin ve ülkemizin sorunlarını gündeme getirmek ve bunların çözümüne katkı sunmak bizlerin, özellikle gazetelerin görevi olduğunu çok iyi biliyoruz ve bilinçle hareket ediyoruz.
Ama nedense şehrin sorunlarını 2-3 yazarın dışında kimse ne yazıyor nede dile getiriyor.
Bu memlekette kartvizitlerinde gazeteciyim ya da yazarım diyenlerin gündeminde olmuyor nedense Gümüşhane’nin sorunları?
Neden hep 2-3 köşe yazarının üstüne kalıyor, Gümüşhane’nin sorunları gündeme getirmek?
Birileri işi iyi biliyor, gelene ağam, gidene paşam” diyerek rant almakla, onun bunun sırtını sıvazlayarak köşe dönerken, bizler de Gümüşhane için, memleketimiz için deyim yerinde ise doğrucu davut dokuz köyden kovulur misali, haksızlıklara, hırsızlıklara yolsuzluklara, hukuksuzluklara karşı hem ayakta durmaya çalışıyoruz hemde mücadele ediyoruz.
Tabi bizim karakterimizde, mayamızda yalakalıkla köşe dönme olmadığı için, alın terimizle ayakta kalma mücadelesi veriyoruz.
Yıllardır çok şükür bu memlekette her zaman alnımız ak, başımız dik gezmemiz bizim için her şeyden değerlidir.
Gün gelse de zorluklar karşısında sarsılıyoruz olsak da, Yıkılmadan onurluca, şereflice yaşıyoruz ya yeter de artar bize…
Sağlıcakla Kalın.
© 2016 Gümüş Kent Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
Bu habere yorum yazmak ister misiniz ?
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.