İkisu-TersunArtabel Vadisi Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen basın toplantısında bir araya gelen köy muhtarları yapılacak olan tesise karşı çıktı. Muhtarlar adına konuşan İkisuTersunArtabel Vadisi Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Tacettin Üçel, “Güzel şehrimizi şantiye sahası alanı içine sokmaya teşebbüs edenler, istihdam yaratma hevesi güderek yarın yetişen nesillerimizin ve yavrularımızın hayatının tehlikeye sürükleneceğini hesap etmelidirler” dedi.
BİRÇOK DOĞALLIĞI YOK EDECEK
BU PROJEYE KARŞIYIZ
Yapılması planlanan taşocağı projesinin köyleri yok edeceğini savunan Üçel,”Yapılması planlanan bu projenin sonuç ve neticelerinin hesabı yapılmadan,muhtarlıkların ve halkın görüşü alınmadan yıllarca koruyup kolladığımız ve bizleri mekan ve yer itibari ile besleyen ana unsurlarımızın taşocağı ile yok edilmesi demek halkımızın da yok edilmesi demektir” dedi. Arıcılık faaliyetleri ile bal istihdamı yaratan, hayvancılık ile et üretimi yapan, meyvecilik gibi bir çok doğallığı yok edecek olan bir sisteme köy muhtarlıkları olarak seslendiklerini belirten Üçel, “Dün yaşanabilir bir havası, içilebilir su gözeleri ile güzel şehrimizin halk olarak fakir olması bizlere acı gelmemiş. İstihdama yönelik faaliyetler Gümüşhane’mizin yaşanmaz bir şehir hayatına sürükleyerek geleceğimizi tehlike altına sokma ve bizleri muhtarlıklar olarak tedirgin etmesinin yanı sıra yarın doğacak bir çok sorun ile geleceğimizin bizleri tarih ve milletimizin önünde suçlu bulma fikriyatı içinde olacaklardır. Bizim isteğimiz ve temennimiz şunu isterdi ki; kurumsal görüş ve önerilerini çevreşehirciliğe bildiren müdürlüklerimiz bizler gibi duyarlı bir şekilde hareket ederek kurumsal tarımcılığa, turizme yönelik faaliyetler içinde olan kurumlarımızın görüş ve önerilerini bir kez daha gözden geçirerek yarınlarımızı düşünerek hareket etmeleri yönünde sağlıklı bir şekildeönerilerini vermeleridir” diye konuştu.
BU TESİS TURİZM BÖLGELERİNE
BÜYÜK ZARAR VERECEK
Gümüşhane’de turizm için etüt çalışmalarının yapıldığı bölgelere taş ocağının büyük zararlar getireceğini ifade eden Üçel, “Bir tarafımız kayak tesisleri ile diğerbir yanımız Canca Kalesi gibi turizm için etüt çalışması yapılması planlanan yerlere ne gibi zararlar getireceğini düşünmek ve bu yönde gerekli tedbirleri almaları için idarecilerimizi duyarlı hareket etmeye çağıran ulvi bir yükselişin sesidir. Bu ses bir tarafında koza altın işletmeleri,bir tarafında hayvancılık alanlarının 256000 dönüm yerin köy sınırlarımızdan alınması ile yarın taş ocaklarının ise o yönde faaliyet vermeleri bizleri ve köy halk ve hürriyetlerini kısıtlarken kurumsal olarak vereceğiniz ceviz, meyve, hayvancılık teşviklerini ret ediyoruz” şeklinde konuştu.
NESİLLERİMİZİN HAYATI TEHLİKE ALTINDA
Taş ocaklarının yerleşim alanlarına yakın olmasının yöre halklarının sosyal hayatlarını kısıtlaması anlamına geldiğini belirten Üçel, “Gözeler, Hasköy, Yaydemir, Gümüşkaya, Dibekli, Dörtkonak gibi köylerin su kaynaklarını etkileyen patlatmalıbir tesisin yapılacak olması köylerin bu bölgeden kaldırılması demektir. Yarın patlatmalara izin vermeyen kurumlar bu yönde fikri bir tutarlık içinde olan idareciler zamanın ve geleceğin patlatmaya yönelik ruhsat almayacaklarının ne gibi garantisini vereceklerdir. Güzel şehrimizi şantiye sahası alanı içine sokmaya teşebbüs edenler, istihdam yaratma hevesi güderek yarın yetişen nesillerimizin ve yavrularımızın hayati tehlikeye sürüklemelerini hesap etmelidirler. Taş ocakları yerleşim alanlarına yakın olması yöre halklarının sosyal hayatlarını kısıtlaması anlamına gelmektedir. Bu yöndeki faaliyetlerinin şehrimize ve halkımıza zarardan başka bir şey getirmeyeceği açık ve nettir” dedi.
İŞ ADAMLARI FARKLI HESAPLAR
İÇİNDE OLACAK
Şehirlerarası tünellerinin tamamlanmasıyla birlikte ulaşım her ne kadar rahatlasa da, bölge illerdeki iş adamlarının yöre kaynaklarına ve köylere göz dikerek farklı bir hesap içinde olacaklarını belirten Üçel, “Şantiye sahasına ve istihdama yönelik bir şehrin ayakta durması ve halkının mücadele etmesi çetin ve zordur. Eğer istihdama yönelik faaliyetler şehrimizi işgal edecekse şehrimizin, köylerimizin bu bölgeden kaldırılarak farklı bir bölgeye taşınması gereklidir. Hayvancılık yapanların merasını, meyve üreticilerinin meyvelerini, arıcılık yapanların balını yok etmesi anlamına gelmesinin yanı sıra deprem etkisi yaratan patlatmalarda yer altı sularını yok ederken, çıkardığı toz ile döllenmeyi önleyecek meyve ağaçlarının verimsizleşmesine, halkın ölümüne neden olduğu gerçeği açık ve net olarak idrak edilmelidir” diye konuştu.
TAŞ OCAĞI KÖYLERDE DEĞİL KAYALIK
ARAZİLERDE YAPILMALIDIR
Taş ocaklarının Orman ve Su üretim alanlarının yerleşim yerlerinin uzağında ve ağaçlandırılmayacak kayalık arazilerde açılması gerektğine dikkat çeken Üçel,“Ormanlar, sular, tarım alanları, hayvancılık ve tarihi mirasın yanında yaşam alanları vahşi madenciliğin tehdidi altındadır. Tarımsal faaliyetler ile muhtarlığımızın takdirini kazanan Tarım il Müdürlüğü köylere sağladığı imkan ve olanakları bu taş ocakları sayesinde devletimize ve milletimize yönelik bütün emek ve çabaları yok olacaktır.
Gözeler, Hasköy, Yaydemir, Dörtkonak, Gümüşkaya ve yakın köyler ciddi bir şekilde hava ve su açısından mağrur, mağdur, biçare bir şekilde yer ve yurtlarını terk edecek bölgemizde dünyaya merhaba diyen yavrularımız bu taş ocaklarına izin verenleri değil bu günkü köy idarecilerini suçlu bularak muhtarlığımızın sorumsuzca hareket etmesi şuuru ile gelecek nesillere bizlere beddua etmesi açık ve nettir. Köy muhtarları olarak bölgemizde planlanması düşünülen bu felakete elbette izin vermeyerek gerekli mücadele içinde olacağımızı dile getiriyoruz.Son olarak bundan sonraki talep ve isteklerimizin yönetici ve siyasetçilerden kabul görmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
© 2016 Gümüş Kent Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
Bu habere yorum yazmak ister misiniz ?
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.